22 Haziran 2016 Çarşamba

MUCİZE #yorum


Mucize..
Mucize'den beklentim oldukça yüksekti.
Aynı Ben, Earl ve Ölen Kız'dan olduğu gibi. Ama eğer yorumumu okuduysanız bildiğiniz gibi, beklentimin çok çok altındaydı. Hatta benim için tam bir fiyaskoydu. 
Bu yüzden Mucize'nin de kötü olmasından korktum ama neyse ki korktuğum başıma gelmedi. Hatta Mucize beklentimin üzerinde bir kitaptı benim için. 

İşlediği konuyu ve ana fikrini çok sevdim. Farklı çocuklara nasıl davranılması gerektiğinden bahsetmiyordu kitap, aslında onların ne kadar normal olduğundan bahsediyordu. Bence bu ikisi farklı şeyler.

Karakterler çok önemli benim için. Eğer karakterlerini sevemediysem, kitap ne kadar iyi olursa olsun sevemiyorum. Ayrıca farklı karakterlerin ağzından anlatılan bölümlerin yazımı çok zor bence. Çünkü yazarın okuruna o karakterin farklı biri olduğunu hissettirmesi gerek. Yani bazı kitaplar gerçekten de farklı karakterler tarafından yazılmış gibiyken, bazıları yazarın o karakterin düşünceleriyle yazdığını fazlasıyla belli ediyor. Tam olarak düşüncemi aktaramadım ama ben yazarın bu konuda çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Her karakterin duygularını hissedebildim ve kitapta kendimden bir şeyler buldum. Her karakterin farklı sıkıntıları vardı ve bunlar genelde ailevi sıkıntılardı. Çocukların hepsi ya aile tarafından ilgi gösterilmeyen, ya da bunun gibi çeşitli sorunları olan kimselerdi. Bunun biraz fazla olduğunu düşünsemde sonradan farkettim ki herkesin kendince sorunları var. Aile olmasa bile farklı bir şekilde herkesin hayatında belli sorunları var ve yazar özellikle o soruna odaklanmış. Ama bu sonlara doğru kitabı biraz basitleştiriyor gibi geldi bana. Ve sanırım yarım puan kırma sebebim de bu..



Kitapta her duyguyu yaşıyorsunuz. Kitabı okurken hem güldüm, hem de ağladım. Bazı kısımları gözlerinizi doldururken, bazı kısımlarıysa yüzünüzde bir tebessümle okuyorsunuz. Acıma, korku, sevgi, merhamet, dostluk, nezaket, kardeşlik, kıskançlık.. Hepsi vardı kitapta. Hatta daha fazlası. 

Kitabı okurken kendimi de yargıladım. Ben olsam ne yaparım, ne yapardım.. Böyle biri olarak doğsaydım, kardeşim bu durumda olsaydı ya da kendi çocuğum bu şekilde doğsa ne hisseder, ne yapardım? Onu da geçtim, şuan böyle biriyle karşılaşsam ne yaparım, nasıl davranırım? 

Yazarın dili çok sade ve akıcı. Elime aldım ve bir kaç saat içerisinde bitti. Oldukça hızlı okunuyor. Çok açık, anlaşılır. Yazar sizi yormuyor ve aynı zamanda düşünmenize fırsat veriyor bence.

Ayrıca son 30-40 sayfada herkesin tavırlarındaki ani değişimde pek inandırıcı değildi. Hani kabullenip yavaş yavaş arkadaş olmalarını bekliyordum ama ani bir şekilde herkesin Auggie'yi bu kadar çok sevmesi.. Arkadaşlarını geçtim velilerin bile bu değişimi pek mantıklı gelmiyor insana. Abartılmış sanki biraz.

Ayrıca Auggie'yi çok sevdim. Bu yaşadıklarına ve bunca sorununa rağmen çok güçlü ve pozitif bir çocuk. Bu çocuk bu haline rağmen bu kadar mutlu olabiliyorsa biz neden olamıyoruz. O kadar küçük sorunlara takılıyoruz ki bunlar çoğu insanınkinin yanında hiçbir şey belkide. Evet Auggie yalnızca bir kitap karakteri ama dünyada buna benzer sorunları olan pek çok insan var.

Ama Via'yı daha çok sevdim ve kendime çok daha yakın hissettim. Çünkü böyle bir çocuğun ablası olmak çok büyük sorumluluk istiyor. Tüm ailenin ilgi odağı Auggie ve Via bunu kabullenmiş, kabullenmek zorunda da zaten. Ama kesinlikle çok zor. 

Kitap çok eğlenceli ve aynı zamanda da çok hüzünlüydü. Pek çok ders çıkartılabilecek bir kitap. Kesinlikle herkesin okuması gerek bence. Ayrıca çok güzel tespitleri ve alıntıları var. Bir sürü yere post-it yapıştırdım ve eğer post-itim bitmeseydi bir bu kadar daha yapıştırabileceğim yer vardı. Aklınızda bulunsun, post-it'iniz azaldıysa okumayın, üzülürsünüz. :) 

Görüşürüz :)

“Haklı olmak ile nazik olmak arasında seçim yapmanız gerektiğinde, nazik olmayı seçin."








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder